Nüfus: 65.430.000
Yüz Ölçümü: 674.843
Başkent: Paris
Para Birimi: Euro
Telefon: Ülke kodu: 33, Türkiye 0090 + alan kodu + telefon numarası şeklinde aranır.
Konuşulan Diller: Resmi dil Fransızcadır. Ancak bazı bölgesel lehçelerde konuşulmaktadır.
Din:%51 Hıristiyan, %31agnostik ya da ateist, başka dinler, %4 İslam, %3 Protestan, %1 Yahudi, %1 Budist
Fransa Zaman Dilimi: Fransa’nın zaman dilimi UTC/GMT +2 saat.
Saat Farkı: -1 saat
Uçuş Süresi: İstanbul – Paris arası 3 saat 50 dakika
Acil Telefonlar: Ambulans, İtfaiye ve Polis Ortak Çağrı Numarası 911.
Genel Bakış
Kültür, sanat ve turizm merkezi olarak bilinen Fransa, Kuzey Denizi, Marş Denizi, Atlas Okyanusu ve Akdeniz'le kuşatılmış 2700 kilometre uzunluğundaki muhteşem kıyı şeridi, doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yerleriyle Avrupa'nın önemli ülkelerinden biridir.
Bin yılı aşkın süredir, ülkenin politik ve ekonomik merkezi olan romantik başkent Paris; Notre Dame, Sacre Coeur ve Eiffel Kulesi gibi görkemli yapıları, klasik ve modern sanat koleksiyonlarının sergilendiği müzeleri, şirin kafeleri, dünyaca ünlü Fransız Mutfağı'nın leziz ürünlerini sunan restoranları, alışveriş merkezleri ve bulvarlarıyla, turistlerin olduğu kadar yabancı öğrencilerin de ilgisini çekmektedir.
Fransızca; Kanada, Belçika ve İsviçre'nin de resmi dilleri arasında yer almakta ve bu ülkelerin belli bölgelerinde konuşulmaktadır
Fransa Vizesi
Fransa için alınması gereken vize türü Schengen Vizesidir. Yeşil pasaport sahipleri Fransa’ya 90 güne kadar vizesiz giriş yapabilirler. Avrupa vatandaşı olmayan (yani Avrupa Ekonomik Alanı, Andora, Monako, İsviçre, San Marino ve Vatikan uyruklu olmayan) öğrenciler Fransa’da öğrenim görmek amacıyla, kalma süreleri 6 ayı geçecekse « öğrenci » ibareli uzun süreli bir vize alabilirler. Daha sonra öğrenciler yetkili makamlarca istenen belgeleri sunmak şartıyla bu öğrenci vizesini otomatik olarak uzattırabilirler.
Çalışma İzni
Yasal haftalık çalışma süresi bir yıl üzerinden ortalama 35 saattir. Yasalar yabancı öğrencilerin yılda 964 saat çalışmalarına olanak tanır. Bu da hafta içinde yarı zamanlı bir çalışma (haftada 17,5 saat) ve 3 aylık bir dönem için (aralıksız veya değil) tam zamanlı bir çalışmaya karşılık gelmektedir. Öğrenci daha fazla saat çalışabilir: 20-25 saat.
Fransa'da asgari ücret "SMIC" uygulaması bulunmaktadır ve asgari ücret çalışılan saat başına brüt (yani yaklaşık % 20'lik zorunlu sosyal kesintiler yapılmadan) 9 Avrodur
Yaşam Maliyetleri
Fransa’da günlük yaşam için gerekli aylık bütçe 700 ile 1000 Avro civarındadır. Bu bütçenin altında bir parayla normal bir yaşam sürmek ve Fransa’daki öğrenciliğinizi dolu dolu yaşamak için güçlüklerle karşılaşabilirsiniz.
Fransa Hava Durumu
Ülkenin kuzeyine, kışlar soğuk yazlar yağmurlu geçen Kuzey Avrupa iklimi; güneyine ise kışlar ılık yazlar sıcak ve kurak geçen Akdeniz iklimi hâkimdir.
Fransa Sağlık Bilgileri
Genel sağlık sigortası ile sağlık muayenesi herkese açıktır. Hastaneler 24 saat açık ve özel acil birimleri bulunmaktadır. Fransa Sosyal Güvenlik Sistemi prim ödenerek yapılan sağlık giderlerinin bir kısmını geri alma olanağı sağlar. Bu sistemle birlikte ufak bir miktar karşılığında sağlık giderlerinin tamamını karşılama olanağı sağlayan Öğrenci Tamamlayıcı Sigortaları da bulunur. Öğrenci Sigortalarından yararlanabilmek için öğrenci 28 yaşın altında olmalı ve kabul edilen bir yükseköğretim kurumunda kayıtlı olmaları gerekmektedir. 28 yaş üzeri öğrenciler ise bazı şartları yerine getiriyorsa Genel Sağlık Sigortası “CMU” den yararlanabilirler.
Popüler Kentler
Paris, Nice, Antibes, Tours Fransa’nın başlıca şehirleridir.
“Paris”
Seine Nehri kenarında romantizmin doruklarında bir gezi yapmadan, Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi, Eiffel Kulesi ve Champs- Elysées'i görmeden Fransa gezinizi bitirmeyin.
Paris dünyanın en hızlı büyüyen, en aktif şehirlerinden birisidir. Kaldırımlarından binalarına her şeyiyle Fransız ruhunu içinde barındırmaktadır.
Paris ilk defa milattan önce üçüncü yüzyılın sonunda kurulmuştur. İnsanlar ona 'Parisii' adını vermişlerdi. Önceleri İngiliz egemenliği altında kaldı; ancak milattan önce 52. yüzyılda Julius Caesar'ın ordularının bölgeyi ele geçirmesiyle birlikte bölgede İngiliz egemenliği sona ermiş ve Paris bir Roma şehri haline gelmiştir. Daha sonra (M.S 508 yılında) bölgeyi ele geçiren Frank Kralı I. Clovis şehrin adını 'Paris' olarak değiştirilmiştir.
“Nice”
Fransa'nın güneyinde Akdeniz'e kıyısı olan bir şehirdir. Temmuz sonlarında hem Monaco Prensliği'nin kuruluş yıldönümünde atılan ve 2 saat süren havai fişek gösterisini seyredebilirsiniz hem de sadece yılda 1 kere yapılan çiçek savaşına katılıp 1 ay boyunca çiçek kokabilirsiniz. Cannes 'a ve Monaco 'ya trenle yarım saat uzaklıktadır. Denizin şehir merkezinde olmasına rağmen boydan boya mavi bayraklı ve tertemiz olması şaşkınlık yaratır. Tarihi, eğlenceli ve yapay olmayan kozmopolit yapısı, mavi bayraklı denizi, normalin üzerindeki gelir düzeyindeki güler yüzlü insanları ile kendine hayran bırakır. Şehir Vieux (eski) Nice, yeni Nice ve banliyölerden oluşur. 7 tepe üzerine kurulmuştur ve sanılanın aksine oldukça büyük bir şehirdir. Buna rağmen kış nüfusu 300 bindir, yaz nüfusu 1,5 milyondur. Eğlencenin toparlandığı yerler daha çok Vieux Nice tarafındadır. Burada pek çok balık lokantasında Akdeniz tarzı bir şeyler yiyebilir, ya da Irish English publarda Fransızcadan uzak, İngiliz aromalı bir eğlenceyi, canlı müziği seçebilirsiniz.
Birçok ünlünün burada evi vardır. İtalya'ya yakınlığı, uçak şirketlerinin Avrupa kentlerine düzenlediği uygun ötesi fırsatları ile hafta içi boş olan sahildeki oteller hafta sonu tamamen dolarlar. Promenade des Anglais isimli sahil yolu, patenli sarışınları, geniş yürüyüş parkuru, güneşlenenleri, köpeklerini gezdirenleri ile tam anlamıyla filmlerdeki Miami havasını verir.
“Antibes”
Fransa'nın güneyinde Cannes ile Nice arasında kalan, yozlaşmamış harika bir yazlık tatil beldesi. Pablo Picasso 'ya da ev sahipliği yapmıştır. Avrupa Ralli Şampiyonası’na da puan veren Rallye D'antibes de burada yapılır.
“Tours”
La Loir nehrinin ikiye böldüğü Fransa'nın güzel bir şehri. Kalabalık ve hızlı Paris'i gördükten sonra sakin havası, tarihi dokusu, evleri ve katedrali huzur vericidir.
Görülecek Yerler
Musée du Louvre (Louvre Müzesi), Centre Georges Pompidou, Notre Dame, Sainte Chapelle, Musée d'Orsay, Eiffel Kulesi, Cimetiére du Pére Lachaise, Place des Vosges, Catacombes, ILE de FRANCE, Canal Saint Martin, Egouts de Paris.
“Louvre Müzesi”
Bu devasa bina 1200'lerde inşa edildi. İlk restorasyonunu 16. yüzyılın ortalarında gördü ve Kraliyet Binası olarak hizmet vermeye hazır hale geldi. Daha sonra 1793 yılında müzeye dönüştürüldü.
1980'lerde Mitterand'ın 'Büyük Projeler' kapsamındaki çalışmaları sırasında müzeye 21 m yüksekliğinde bir cam piramit eklenmiştir. Başlangıçta hata olarak görülen bu ekleme daha sonra birçok ödül almıştır. Her gün binlerce insan ziyaret etmektedir. Müzede tablolar, heykeller, antikalarla birlikte Mona Lisa, Venus de Milo ve Winged Victory gibi ünlü eserler de görülebilir.
“Centre Georges Pompidou”
Centre Georges modern sanatın örneklerine ev sahipliği yapar. Burası Paris'in en fazla ilgi çeken ve de ziyaret edilen yerlerindedir. Bir kütüphane olarak da iş görmektedir. Burada 2000'in üzerinde periyodik yayına ulaşabilirsiniz. Buna İngilizce gazeteler ve dünyanın çeşitli yerlerinde çıkan magazinler de dâhildir. Eğer binadan sıkılırsanız çevresindeki dükkânlar ilginizi çekebilir.
“Notre Dame”
Victor Hugo'nun ünlü eseri Notre Dame'ın Kamburu 'ndan hatırladığımız bu Katedral gotik mimari özellikleri taşımaktadır. 1163 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1345 yılında bitirilmiştir. Notre Dame Katedrali 6000'in üzerinde kişiyi barındırabilecek niteliktedir. Birbirinden farklı şekilde dizayn edilmiş üç kapıya sahiptir ve bu kapılardaki mimari güzellik de ziyaretçilerin dikkatini üzerine çekmektedir. Katedralin içinde çok büyük bir kilise orgu vardır. Katedral kasvetli havasıyla olsa da görülmeye değer. Kulelerinden Paris'i izlemek de ayrı bir zevktir.
“Sainte Chapelle”
Sainte Chapelle adını kendini dizayn eden mimardan almıştır. 1242 yılında inşa edilmeye başlanmış ve de 1247 yılında bitirilmiştir. Buranın yapılmasını Kral 9. Louis istemiştir. Geçen zaman içinde restore edilmesine rağmen hala eski çekiciliğini korumaktadır. Güvenliği de dikkate şayandır. Tıpkı bir havalimanı gibi sıkı korunmaktadır. Giriş ücretlidir. Eminiz gezdikten sonra verdiğiniz ücrete değdiğini göreceksiniz.
“Musée d'Orsay”
Müze 1900 yılında inşa edilmiş, şu andaki haline ise 1986 yılında kavuşmuştur. 1848 - 1914 yılları arasında yaşayan impressyonist ve postimpresyonist sanatçıların eserlerine ev sahipliği eder. Müzede tabloların yanısıra heykelleri de bulabilirsiniz ki bu müzede Auguste Rodin ve Camille Claudel gibi ünlü heykeltıraşların eserleri de sergilenir. Ayrıca bahçesindeki heykeller de görülmeye değerdir.
“Eiffel Kulesi”
Paris'e gelip de Eiffel Kulesi'ni görmeden gitmek tabii ki olmaz. Kule adını tasarımcısı Gustave Eiffel'den almıştır. Fransız İhtilali'nin bir sembolü olmuştur. Yüksekliği 320 m ( 1050 fit ) olan kule 1930'a kadar (Chrysler binası inşa edilinceye dek ) dünyanın en yüksek binası niteliğindeydi.
Kulenin en tepesine çıkıp manzarayı izleyebilir ya da bir kafeye oturup kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
“Cimetiére du Pére Lachaise”
Burası dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığıdır. Moliére, Apollinaire, Oscar Wilde, Balzac, Marcel Proust ve Gertrude Stein gibi yazarların; David, Delacroix, Pissarro, Seurat ve Modigliani gibi artistlerin; Sarah Bernhardt, Simone Signoret ve Yves Montand gibi aktörlerin, şarkıcı Edith Piaf'ın ve dansçı Isadora Duncan'ın mezarları buradadır. Ancak en çok ziyaret edilen mezar 'The Doors' Gurubunun 1971 yılında ölen solisti Jim Morrison'ın mezarıdır.
“Place des Vosges”
Burası Kral 4.Henri'nin 1605 yılında yaptığı planın bir parçası olarak inşa edilmiştir. Kral bölgeyi Paris'in en güzel yerlerinden biri yapmak için işe girişmiş ve 36 tane birbirinin aynısı ve birbirine bitişik ev inşa ettirmiştir. Evlerdeki mimari ilgi çekicidir: geniş pencereleri, dik çatıları, ilginç kaplamalı duvarları... Bu evlerden altı numaralı olanında 1832 - 1848 yılları arasında Victor Hugo yaşamıştır. Burası şu anda müzeye dönüştürülmüştür. Şu anda bu çevrede pahalı galeriler, dükkânlar, kafeler ve kahvelerini yudumlayan insanlarla dolmuştur.
“Catacombes”
1785 yılında Paris'te artan mezarlıklar nedeniyle şehirde hijyen problemi doğmuştu. Bu problemi çözmek için ölülerin cesetlerinin özel inşa edilmiş yapılarda, tüneller içinde tutulması planlanmıştı. Böylece şehir tekrar eski temizliğine ve sağlığına kavuşacaktı. Bu amaçla inşa edilen yerlerden biri de Catacombes'tir. Catacombes yerin 20 m ( 65 fit ) altına inşa edilmiştir. Buradaki tünellerde yürürken duvarlarda kemiklere rastlayabilirsiniz. Ayrıca bu tüneller İkinci Dünya Savaşı sırasında da askeri amaçlı olarak kullanılmıştır.
“Ile De France”
Burası 12. yüzyılda Fransız krallığının doğduğu yerdir. Bölgeye turistler tarafından adeta akın edilmektedir. Bölgede büyük bir eğlence merkezi olan Euro Disney bulunur. Bölgede ayrıca birçok tarihi mekân da bulunmaktadır. Buradaki 'Chateau de Versailles' Fransa'nın en ünlü ve en muhteşem yeridir. Buradaki eşsiz binaları ve muhteşem şatoyu görünce küçük dilinizi yutacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu yapılar 1600'lerin ortalarında 14. Louis tarafından inşa edilmiştir. Ayrıca 'Hall of Mirrors'ı da görmeden geçmeyin. Buradaki muhteşem hazinelerin hepsi kraliyet ailesine aittir.
“Canal Saint Martin”
Bu kanal Right Bank'ın kuzeydoğu bölgeleri arasında akar. Yaklaşık 5 km uzunluğundadır. Romantik geziler için çok idealdir ve kanalın iki yakasını birbirine bağlayan köprüler kesinlikle görülmeye değer.
“Egouts de Paris”
Burayı ziyaret etmek isterseniz yerin altına inmeniz gerekecek. Çünkü burası yerin tamı tamına 480 metre altına inşa edilmiş bir müzedir.